Adem Hoca'nın Karısı Hiranur - 3

Gözlerim kapalı, biri beni dürtüyordu sanki. Başlarda rüya görüyorum sandım fakat gözlerimi açtığımda Hiranur ablayı karşımda gördüm. Beni dürtüyor bir yandan da,

“Napıyorsun sen? Bu ne hal?” diye benim ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Kendime gelip yatakta doğruldum. Hiranur abla önüme götürdüğü eliyle kasıklarımı kapatan ablasının eşarbını tutup bir hamlede çekiverince, yarı kalkık sikim ortaya çıkıverdi.

“Ne yapıyorsun sen?” diye yineledi sorusunu. Bu şekilde yakalanmayı pek beklemiyordum bundan dolayı biraz utandım. Yüzüm kızarmıştı sanırım,

“Ay utanırmış da…” dedi ve asıl boşalmış olduğum diğer eşarbı ucundan tutup havaya kaldırınca hala üzerinde koyu halde duran döllerime bakarak,

“Oha… bu nasıl attırmadır böyle… her tarafını döllemişsin.” Diyerek bana bakıp gülmeye başladı.

“Neden gitmedin?”

“Uyuya kalmışım.”

“Buranın hali ne böyle. Dağıtmışsın ortalığı.” derken yatağın üzerindeki eşarpları göstererek.

“Beni böyle kalkmış yarakla ortada bıraktın… napayım bende kendi işimi kendim gördüm.”

“Hep iş çıkartıyorsun bana, şimdi yıkamam gerekecek bunları.”

“Kimi hayal ettin boşalırken?”

“Kimi olacak tabi ki seni?”

“Yalancı…”

“Valla… hem ablanı daha görmedim bile.”

“Çok mu azdın?”

“Hem de nasıl… baksana belli olmuyor mu?” diyerek yeniden sertleşmeye başlayan sikimi gösterdim. Elini sikime götürüp dibinden kavradı ve sıvazlamaya başladı. Birbirimize bakıyorduk ki birden, dudaklarımız birleşti ve öpüşmeye başladık. Karşılık vermesinden onunda istekliliği belli oluyordu. İşte başlıyorduk yeniden. Beline sarılıp kendime çektim,

“Gavur çocuk… bu kadın anlamış, laf soktu durdu bütün akşam.”

“Siktir et şimdi amına kodumun orospusunu…” Dedikten sonra omuzlarından tutup yatağa yatırdım. Bende bacaklarını dizlerinden kırıp arasına girdim.

“Sen bi yolunu bulursun…”

“Öyle mi diyosun…”

“Evet… sen akıllı kadınsın. Şimdi bırak bunları düşünmeyi… Ablam benim…” sonra eteğini yukarı sıyırıp belinde topladım. Tüysüz, bembeyaz kalçalarını emmeye, öpmeye başladım. Parlak beyaz renkli bir külot giymişti. Kasıklarını öpüyordum. Külotunu aşağı sıyırdım ve çıkardım. Amı pürüzsüzdü, durmaksızın amına yumuldum. Bu sırada Hiranur abla sürekli saçlarımı okşuyordu. Dilimi amının içine doğru soktukça inlemeye başlamıştı. Amını yaladıkça yalayasım geliyordu. Acayip bir haz duyuyordum. Amı bu arada iyice sulanmaya başlamıştı. Sonra onu ters çevirdim. Götü tam önümdeydi. Bembeyaz kılsız göt yanaklarına öpücükler konduruyor, onları avuçluyordum. Ellerimle iyice aralayınca kılsız göt deliği ile karşılaştım. Dilimle göt deliğine dokunmaya başlayınca inleme sesleri yükselmeye başladı. Kalçasını biraz havaya kaldırınca ortaya çıkan amını da parmaklarımla ovalamaya başladım bu arada. Artık ikimiz de kendimizi kaybetmiştik. Götüne değen dilim, amında dolaşan parmaklarım onu müthiş heyecanlandırıyordu. Sürekli inleyerek aldığı zevki açığa vuruyordu. Sikim taş gibi olmuştu. Hiranur ablayı da belinden tutup önümde domaltıverdim.

“Soymayacak mısın?” diye sorunca,

“Yok… Seni böyle giyinik sikicem. Türbanlı türbanlı…” dedim, ama ben soyunup çıplak kaldım. Yarağım patlayacakmış gibi şişmiş ve kalkmıştı. Arkasında yerimi aldım.

Bacaklarını açmasını söyledim, iyice ortaya çıkmış amına yavaşça girince, derin bir inleme sesi çıkardı. Kalçalarından tutarak hızlı hızlı sikmeye, sıcacık amının içinde gidip gelmeye başladım. Aynı birkaç saat önce ablasının türbanının içinde gidip geldiğim gibi… Hiranur abla da gözlerini kapatmış, inliyor, götünü şiddetle yarağıma bastırıyordu. Daha da hızlanınca götüne çarpan kasıklarımdan ‘Şlap şlap’ sesleri yükselirken, Hiranur abla ise,

“Ağhh, ımm, uff, devam et, ohh, sik beni, sik beni, sik beni!” deyip duruyor, o böyle söyledikçe tempomu arttırıp, daha da hızlı ve sertçe girmeye başladım amına. Biraz öne eğilip ellerimi kalçalarından çekerek memelerini avuçladım. Koca memeleri saten gömleğinin içinde löpür löpür sallanıyordu. İnce bir sutyen takmış altından rahatça memelerini hissediyordum. Pozisyonun rahatsızlığıyla tempom yavaşlamış, sikim amına ağır hareketlerle girip çıkıyordu. Daha rahat sikebilmek için Hiranur ablayı, amından çıktım ve belinden tutarak yatağa sırt üstü uzandırdım. Bacaklarını havaya kaldırdım, iki yana iyice açmasını sağladım. Dediğimi yapınca üzerine uzanıp yeniden amına girdim ve pompalamaya başladım. Daha güçlü bir şekilde amına girip çıktıkça, yüksek sesle inler olmuştu Hiranur abla.

Zevk seslerimiz odayı doldururken, hiç bişeyi umursamıyorduk. Komşular duyacakmış umurumuzda değildi. Sadece hayvanlar gibi sikişiyor, anın zevkini çıkarıyorduk. Üzerine daha çok abandım, yüzümüz birbirine iyice yaklaşmıştı. Ağzımızı açıp dillerimizi değdiriyor, birbirimizin dilini emiyorduk. Daha büyük güçle sikmeye başladım. Altımda ezilen bu küçük minyon ateşli kadın altında yay varmış gibi yaylanıyor, iki yanımda havaya kaldırdığı bacakları sallanıp duruyordu. Altımızdaki yatak sikişin şiddetinden sallanıp duruyor, gacır gucur sesler çıkarıyordu. Doymuyordum bu torun torba sahibi kadını sikmeye.

“Sıcacıksın… harikasın, Çok tatlısın Hiranur… doyamıyorum sana.” Dedim giydiği saten gömleğini iki yana doğru çekerek önünü açtım. Şimdi beyaz sutyeninin altındaki büyük memelerini yoğurmaya başladım. Sonra sutyenini aşağı doğru çekerek beline kadar indirdim. Şimdi büyük memeleri en güzel haliyle karşımda emilmeyi bekliyorlardı. Hiranur abla bana yardımcı olup sutyeni ardından da eteğini çıkardı. Şimdi karşımda hal başında duran ipek çiçekli türbanıyla duruyordu. Birbirimize şehvetle bakıyorduk. Birden beni tutup yatağa sırt üstü yatırdı. Yüzü bana dönük halde üzerime çıktı, direk gibi sert ve dikilmiş sikini dibinden tutup birkaç kez sıvazladı…

“Ohhh… Demir gibi sikin, demir…” amına hizalayarak yavaşça içine almaya başladı. Ben hareketsiz duruyordum. Ellerini karnıma koymuş, çıplak bedenimi okşuyordu. Üzerimde yukarı aşağı hareket ettikçe sikim amına girip çıkıyordu. Bazen yavaş ve nazikçe içine alıyor, bazende hızlanıyordu üstümde.

O koskoca göğüsleri yukarı aşağı sallanıyordu. Ellerimi kavun büyüklüğündeki memelerine götürdüm. Yumuşacıktılar. Okşamaya başlarken memelerini, birden durdu. Sikimin tamamını içine almış, kasıklarımız birleşmişti. O halde kalçalarını sağa sola kıvırmaya başladı. Kalçasını hareketiyle, içindeki sikimde sağa sola kıvrılıyordu… Bu benim için inanılmaz bir hazdı…

“Nasıl hoşuna gidiyor mu?”

“Ohhh… Durma devam et… Harikasın.” Dedim.

“Ohhhh… demir gibisin… Semsert, sıcacık…”

“Hoşuna gidiyor sikilmek değil mi?”

“Çok seviyorum… kocaman sert yarak istiyorum… amımı hep siksin, hiç çıkmasın istiyorum…”

“Güzel sikiyor muyum seni?”

“Ahhh… Harika… çok güzel sikiyorsun beni…sik… “ derken kesik kesik inlemeye başladı. Bedeni hafiften titremeye başlarken, türbanlı başını geriye doğru attı… Ağzından,

“Ohhh… sik… sik…” derken bu sefer ben harekete geçtim ve kalçalarından tuttuğum gibi, yeniden içinde hareket edip, içinde gidip gelmeye başladım. Sikimin sadece baş kısmı içinde kalacak şekilde, çıkıyordum içinden sonra yeniden dibine kadar sokuyordum amına. Amı boşaldığından dolayı iyice ıslanmış, kasıklarımızın sertçe birbirine çarpmasıyla çıkan sesle oda inliyordu. Boşalmış olan Hiranur abla üzerime doğru uzanıp, yüzümü boynumu boğazımı öpüyor emiyordu. Hatta bir ara boynuma geçirdiği dişleri canımı yakmış olmasına rağmen aldırmadan sikmeye devam ediyordum Hiranur ablayı. Bu kadın çok azgındı ve sikişmeyi çok ama çok iyi biliyordu. Hem kendisi sikişmekten zevk alıyor aynı anda da karşısındakine zevk vermesini de biliyordu. Bu zevke daha fazla dayanma ihtimalim yoktu. Boşalacaktım artık… iyiden iyiye hızlanmıştım ki kulağına

“Boşalıcam…”deyince,

“Boşal içime boşal…” diye bana sıkıca sarıldı. Hızlı hızlı sikimi içine alırken birdenbire, boşalmaya başladım. Yarağımdan fışkıran döllerim Hiranur ablanın amına attırıyordum. Her oturduğunda sikimin üstüne bir salvo yolluyordum amına. Hiranur abla,

“Harikasın… ohhh…” yine dolu dolu boşalmıştım sanki bugün ikince kez boşalmamış gibi. Hiranur abla hala içimde yarağım olduğu halde üzerime yığılıverdi.

“Offff… ne çok boşaldın böyle…doldurdun içimi valla. Sıcak sıcak yakıyor içimi.” Ellerimi kalçasında gezdirip okşuyordum çıplak tenini. Bu sırada da yumuşacık parlak türbanı yine yüzüme değiyor, içimi gıcıklıyordu.

Kendime gelip sakinleşince içinden çıktım Hiranur ablanın. Üzerimden inip yanıma yattı ve bana iyice sokuluverdi. Çıplak bedenime sarıldı yeniden. Sonra da yüzünü yukarı kaldırıp gözlerime bakarak,

“Seni seviyorum…” dedi.
发布者 girl_hunter
2 年 前
评论
1
账户以发表评论
Harikasin yine 
回答